OROFASİYEL AĞRILAR ve TEMPOROMANDİBULAR EKLEM (ÇENE EKLEMİ) RAHATSIZLIKLARI

Tüm ağrılarda olduğu gibi çene ve yüz bölgesini ağrıları hastaların yaşam kalitesini ve psikolojilerini son derece olumsuz yönde etkilemekte, tedbirlerinin alınmadığı durumlarda genel sağlıklarını tehdit eden sonuçlara sebep olabilmektedir. Ağrılar eğer odontojen (diş ve çevre dokuları) kaynaklı ise uygun tedavilerin gerçekleştirilmesi hastaları iyileştirecektir. Ancak bazı ağrıların farklı karakterleri bulunmaktadır ve bu bölümde onlara yer verilecektir.

Diş hekimliğinde odontojen ağrıların yanı sıra en sık karşılaşılan ağrı tipleri aşağıda sıralanmıştır:

Yansıyan Ağrı: Ağrı kaynağı olan bölgede değil, başka bir bölgede hissedilir. Anjina pektoris ağrısının kola ve çeneye yansıması, dişlerden kaynaklanan ağrıların diğer dişlere hatta baş ve boyuna yansıması (örnek: yirmi yaş dişlerinin ağrısının boyun ve kulak bölgesinde hissedilmesi), baş ve boyundan kaynaklanan ağrıların dişlerde hissedilmesi (örnek: maksiller sinüslerden kaynaklanan ağrıların üst çene azı dişlerinde hissedilmesi) bu ağrı tipine örnektir.

Anne adayının ağız bakımı ve göz önünde bulundurması gerekenler

Bir hekim tedavisini üstlendiği gebe bir kadın veya doğurganlık çağında bulunan bir kadın hastaya reçete yazarken ilaçların ana-plasenta ve fetüs düzeyindeki etkilerini göz ardı etmemelidir. Anne ile bebek arasındaki madde alış-verişini kontrol eden merkeze, “plasenta” denmektedir. Sanıldığından çok fazla ilaç ve benzeri madde plasentadan geçebilir, bebeği etkileyebilir.
Günlük ağız bakımı daha özenli yapılmalı, dişler günde en az 2 kere fırçalanmalı ve diş ipi kullanılmalıdır. Böylelikle diş ve diş eti hastalıklarına sebep olan “bakteri plağı” ağız ortamından uzaklaştırılmış olur. Bunların haricinde, alkolsüz ağız gargaraları ile bakım kuvvetlendirilebilir, dişetlerindeki hassasiyeti gidermek amacıyla eğer alkolsüz gargara yoksa, ılık tuzlu su ile gargara yapılabilir.
Etkin plak kontrolünün sağlanması, oluşabilecek hastalıkların erkenden önüne geçilmesi adına bu dönemde belirli aralıklarla düzenli olarak diş hekimi kontrolüne gidilmesi önemlidir.
Anne adayının vitamin ve minerallerden zengin beslenmesi, hem annenin hem de bebeğin ağız ve diş sağlığını destekleyen unsurlar arasında yer almaktadır.
Planlanan gebeliklerde, öncesinde diş hekimi kontrolünden geçerek, ilerleyen dönemde karşılaşılabilecek sorunların tespit edilmesi, eğer varsa tedavilerin gebelik öncesinde tamamlanmasında çok büyük fayda vardır. Böylelikle ulaşılmak istenen maksimum ağız hijyeni de elde edilmiş olur.

Trigeminal Nevralji: Sebebi halen tam olarak bilinmeyen bu ağrı tipi kısa süreli ancak dayanılmaz şiddette ağrı ataklarıyla karakterizedir. Birkaç saniye ile birkaç dakika arasında süren ağrı keskin, elektrik çarpması veya saplanma tarzında ifade edilir. Genellikle tek taraflıdır. En çok rağbet görülen görüş trigeminal sinir kökünün baskıya maruz kalması sonucu bu ağrıların başladığı yönündedir. Ancak hastaların birçoğu ağrının dişten kaynaklandığını düşünerek ağrıyan taraftaki dişlerini çektirmişler veya çektirmek istemektedirler

Atipik Odontalji: Üst çene küçük azı ve azı dişleri çoğunlukla etkilenir. Bir veya daha fazla dişte veya dişsiz bölgede devamlı seyreden künt (bazen yanıcı, batıcı veya nabız atar tarzda) ağrı mevcuttur. Ağrı aylar bazen yıllar boyunca sürebilir, dönem dönem şiddetli ataklar yapabilir. Hastalarda sıklıkla daha önceden yapılmış dental tedavi hikayesi mevcuttur ancak ağrı yapan diş çekildikten sonra dahi ağrı devam eder.

Miyofasiyal Ağrı Disfonksiyon Sendromu: Temporomandibular bozuklukların ve çene yüz bölgesi ağrılarının en sık görülen formudur. Çiğneme kaslarının aşırı aktivitesinden, hatalı kullanımından, postür bozukluklarından kaynaklanmaktadır. Şakaklar ve göz çevresi, kulak bölgesi, ense ve boyuna yayılan ağrılarla karakterizedir. Etkilenen kas bölgesine bası uygulanması ağrıyı tetikler ve bazen etkilenen kaslarda hareket kısıtlılığı (örnek: çenenin tam açılamaması) mevcuttur.

Çoğunlukla diş sıkma (bruksizm) ile beraber seyreder. Stres bu ağrı tipinin ortaya çıkmasında büyük rol sahibidir. Ancak hastanın anatomik özellikleri, diş sağlığı, dişlerin birbirleri ile olan kapanış ilişkisi, travma, dejeneratif ve iltihapsal eklem rahatsızlıkları da sebep olan faktörler arasında yer almaktadır. Ağrının yansıyan karakterinden ötürü hastalar bazen kulak burun boğaz uzmanlarına başvurabilmekte ve doğru yönlendirmeyle diş hekimleri ve uzman branşları tarafından teşhisleri konulabilmektedir.

Ağrının teşhisinin konmasında ve tedavisinde kapsamlı klinik ve radyografik muayene çok önemlidir. Hastanın ağrı tarifi detaylıca dinlenir, ağrılı bölgede dişsel sorunlar varsa öncelikle tedavi edilir. Bruksizm hikayesi sorgulanır. Bruksizmin tedavisinde okluzal splintler, gece plağı ve botoks uygulamalarından sıklıkla faydalanılmaktadır. Bazı ağrı vakalarının bütüncül tedavisi için algoloji, nöroloji, psikiyatri/psikoloji gibi uzmanlık dallarına da başvurulması gerekebilir.

Temporomandibular Eklem Rahatsızlıkları: Kısaca tarif etmek gerekirse, çene eklemi üst çenede bir yuvası, alt çenede bir boynuzu ve iki eklem yapısı arasında bir eklem diski bulunan, bir takım ligamanlarla (bağlarla) korunan bir yapıya sahiptir. Bir önceki başlıkta bahsedilen miyofasiyal ağrı disfonksiyon sendromu eklem hastalıkları içerisinde klinikte en çok karşılaşılan olgudur. Bunun yanı sıra çene ekleminde görülen başlıca rahatsızlıklar aşağıda sıralanmıştır.

Diskin Redüksiyonlu Deplasmanı Ağız açmada klik sesi ile karakterizedir. Ağız açılımı normal veya hafif kısıtlıdır. Ağrı olabilir veya olmayabilir.
Diskin Redüksiyonsuz Deplasmanı Ağız açımında kısıtlılık mevcuttur. Kapalı kilitlenme de denir. Hasta ağzını açarken alt çene etkilenen tarafa doğru hareket eder. Klik sesi duyulmaz. Eklemde hassasiyet ve ağrı mevcuttur.
Eklemde Osteoartrit ve Osteoartroz Bu olgularda klinik bulgular diğer eklem rahatsızlıklarına benzemekle beraber çene hareketlerinde ileri derece kısıtlanma mevcuttur. Eklemdeki dejeneratif değişiklikler radyografik olarak izlenebilir.

Ekibimiz

Dt.Önder İstanbullu

Diş hekimi
1979 da Hatay'da doğdu. Büyükçat ilkokulu, Karaçay ortaokulu ve hatay merkez 23 temmuz lisesi'ni...

Dr.Dt.Kuntay Şengün

Ortodonti
1978 yılında İstanbul’da doğdu. Lise öğrenimini Galatasaray Lisesi’nde tamamladı. 2002 yılında İstanbul Üniversitesi ...

Ezgi Gülüm

Ağız Diş ve Çene Cerrahisi Uzmanı
18 Aralık 1984’te İstanbul’da doğmuştur. 1996 Pendik Merkez İlköğretim Okulu, 2003 Kadıköy Mustafa Saffet Anadolu Lisesi mezunudur.

Zümrüt Nural

Diş hekimi
Protez dışında endodonti, periodontoloji ve restoratif alanlarda yetkinim. Güncel bilgilerle donanımlı, bütüncül bir tedavi...

Büşra Zeynep Tavuz

Sakarya Üniversitesi Diş Hekimliği mezunu olan Büşra Zeynep Tavuz, mesleğini Ader Dent kliniğinde sürdürmektedir. Diş hekimliği...

Hastalarımızın Merak Ettikleri

Hormonal değişimlerden bağımsız olarak, hamilelik sürecinde karşımıza çıkabilecek sağlık problemlerinden bir tanesi de “erozyon (aşınma)” dır. Hamileliğin başlangıç dönemlerinde görülen kusma, ağız ortamını asidik hale getirerek diş dokularının zayıflamasına ve erozyonuna sebep olmaktadır.

İkinci üç aylık dönem (2. trimester) diş tedavileri için en uygun zamandır. Bu dönemde, kadın doğum uzmanının onayı ile gerekli diş tedavileri uygulanabilir.

Plasenta birçok ilacın bebeğe geçmesine izin verir. Özellikle tetrasiklin gibi antibiyotikler bebeğin dişlerinde renklenmeye yol açabilir. Bu yüzden, anne adaylarının bilinçsiz ilaç kullanmaması gerekir.

Hamilelikte artan östrojen ve progesteron hormonları nedeniyle diş etlerinde iltihabi reaksiyon gelişebilir. “Hamilelik gingivitisi” adı verilen durumda diş etleri kızarır, şişer ve kanamaya yatkın hale gelir.